Eskiden Zara'da kışlar çok sert geçerdi.Evlerin tümü sobalıydı.Sobada sadece oturma odasında yanardı.Kadınların hemen hemen bütün günü mutfakta geçer, mutfakta o ayazda kaz damı gibi olur du.Berber Aslan'ın karısı Saliha halada itin buza yapıştığı bi kış günü, dağ gibi bulaşığı yıkamış, akşam namazı için abdestini almış,zangır zangır titreyerek odaya gelmiş..Sobanın yanına seccadeyi serip namaza başlamış.Oğlu Edip öğretmende makata oturmuş, ertesi günün ders programını hazırlıyormuş.Namazın bitmesine yakın Saliha gayet sesli bi şekilde yellenmiş..Edip öksürerek anasına bakmış ama o hiç bişey olmamış gibi namazına devam etmiş.Namaz bitince dua ederek, huşu içinde seccadesini toplarken, Edip öğretmen: -'Allah kabul etsin ana' -'Sağ olasan canım yavrum' -'Yalnız ana bişey soracağım' -'Ne var ne soracaksın?' -'Abdesti bozan hallerden biride yellenmek değil mi ana?' Saliha önce eliyle hızlı hızlı poposuna vurarak 'o dırlasın dursun', sonrada elini kalbini üzerine koyarak ' sen buraya bak buraya kafirin eniği' demiş...